1 Mart 2010 Pazartesi

Yaşamın Kıyısından: EGONUZLA KONUŞUN


Yanlış duymadınız, esas düşman ile ya da dinlerin tabiri ile şeytan ile ama mana ilmindeki adı rakip olan ego ile konuşun...Oturup orta şekerli kahveyi yudumlayarak mı yaparsınız yoksa bir kadeh şarapla evde dinlenirken mi bilemem. Hatta en sıkıştığınız anlarda yolda yürürken bile beş dakikalığına bu konuşmayı yapabilirsiniz:)


Ben, bu yöntemi keşfedeli on gün kadar oldu. Her şey, bir akşam odamda düşüncelere dalmışken, baktım bir şeyler beni yine olumsuz fikirlere ve panik duygusuna doğru çekiyor, "of yeter ama biraz susar mısın?" diye kendime seslenmemle oldu. Sonrası iplik söküğü gibi geldi. "Susar mısın, şu an her şey iyi gidiyor ve bu seni rahatsız ediyor. Çünkü sen acı ile besleniyorsun. Ahlayıp vahlanmadan rahat edemiyorsun. Halbuki ben olmam gereken yerdeyim ve günlerdir huzurluyum. İnan bana sana şu an hiç kulak asamayacağım. Bak, bir anlaşma yapalım. Ben senin tedirginliklerinle, olumsuz fikirlerinle ve acımalarınla uğraşmayacağım ama istersen senin alma arzunu doyurmak için bu hafta gidip şöyle güzel bir dilim böğürtlenli pasta ısmarlayayım sana canım, ne dersin, bence iyi fikir."


Komik geliyor değil mi? Deli saçması gibi...Ama, inanın işe yarıyor. Bir bakıyorsunuz ki öfkeniz geçivermiş hatta bu diyoloğu yaparken öfkenizin altındaki esas nedeni bile keşfedivermişsiniz. Ya da yağmuru bir akşamüstünede elinizde çay ve sigaranız camdan dışarı bakarken, bir anda kendinize acıyasınız tutmuş, of çekmeye başlamışsınız. Aman diyeyim, hemen o anda konuşun egonuzla çünkü kendisi kendine acımayı çok sever. Onun en büyük besinlerinden biridir bu. Halbuki, biraz oturup düşünseniz, şöyle de diyebilirsiniz: "Ne güzel yağmuru izliyorum, mis gibi çayım var, başımın üstünde bir dam, elimin altında kitaplarım, tüm evrende her şey olması gerektiği gibi..." Bir anda ego susacak. Hele, benim gibi, senelerce ego ile ittifak halinde yaşamışsanız, ego tabiri caizse afallayacak. Belki biraz daha sizi tırmalayacak ama baktınız ki siz hakkaten kararlısınız, işte o vakit susup sizi rahat bırakacak. Elbette başka bir an, başka bir olayda tekrar gün yüzüne çıkıp size fısıldayacak. Ancak, siz bir kez onunla baş etmeyi öğrenirseniz, her defasında o susmakla yetinecek.


Bence, bu hafta ya da şu an deneyin bu alıştırmayı. Egonuzu duyar gibiyim: "Hadi be uçmuş bu kadın, saçmalıyor." Ama öbür yanınız da ufacık bir fısıltıyla bile olsa şunu diyor olabilir: "Ya, aslında doğru da olabilir."


O halde bu iki zıt tarafınızı yani özgecil beniniz ile egonuzu oturtun şöyle de biraz laflasınlar. Merak etmeyin, benliğiniz uysaldır ve Yaratan Işığı'nda olduğu için sonunda haklı çıkacaktır.


BURCU AŞÇI

01.03.2010