29 Aralık 2009 Salı

Kelam Damlası: ŞABAT


Kutsal Kitap'ın Yaratılış bölümüne bakacak olursanız, Tanrı dünyayı altı günde yarattıktan sonra, yedinci gün yapmakta olduğu işi bırakıp dinlenmiştir. Ve yedinci günün kutsandığını, dinlenmeye ayırdığı belirtilir. İşte Yahudi takviminde Cumartesi'ye denk gelen bu güne Şabat adı verilir.


Yalnız, yukarıda bahsettiğim metni "dinsel ve şekilci" seviyede ele alırsak, elbette pek çok soru da beraberinde gelir. "Tanrı insan mı ki yoruldu ve dinlendi?", " Tanrı'nın dinlenme ihtiyacı varsa bu noksanlığını gösterir.", "Eğer noksan bir varlık ise neden ona tapınıp inanayım ki?" vb. Bu soruları daha da çoğaltabiliriz.


Ne var ki, mana ilmi açısından bakıldığında, bu satırlardaki anlam öylesine derindir ki, hepimizin belki de farkında olmadan günlük yaşamımızda yaptığımız- ya da çoğu vakit uygulamaya koyamadığımız bir gerçekliği içinde barındırır.


Günler veya haftalar boyunca bir takım şeyler için çabalar dururuz, hedefimize kitlenip ilerleriz. Peki sonrasında ne yaparız? Bir an dururuz. Durup şöyle bir geriye bakarız...Tüm yapılan ve yaşananları gözden geçiririz... Bir nevi olayların/ izlenimlerin bizdeki değerlendirmesidir bu...İşte bu bizim "şabat"ımızdır.


Örneğin bir haftanızı ele alalım. Cuma gününe yetiştirmekte olacağınız bir projeniz var. Tüm hafta koşturma içinde geçti, evrak hazırladınız, mesai arkadaşlarınızla tartışmalar yaşadınız, patronunuzla görüştünüz, firmalarla toplantılar düzenlediniz ve projeniz tamamlandı. Eve geldiniz, bir kadeh içki veya bir fincan çay koyup koltuğunuza uzandınız...Ve...Tüm bir hafta gözünüzün önünden geçti...Konuşmalardaki mimikleriniz, ortağınızın size söyledikleri, bu esnada ailenizle olan gerginlikleriniz...Hepsini gözden geçirdiniz, geriye doğru saran bir film şeridi gibi...Şabat yaptınız...Yaptıklarınızın iyi olduğunu gördünüz ve/veya hatalı olduğunuz anları keşfedip birer ders çıkardınız...


Ruhsal şabat'ınızı tamamladınız...


Sadece materyal yaşamla ilgili değil, ruhsal yaşamınızla ilgili her konuda her bir ıslahınızdan sonra da şabat ilan edilir.

Çabuk öfkelenen bir yapınız var diyelim...Geçmiş izlenimleriniz yani reşimotlarınızı kazımaya başlıyorsunuz...Belki de baskıcı bir anneniz vardı...İçinizde o yıllara yolculuğu başlatıp, manayı çalıştıkça, ve özbeninize giydirilen her bir kabuğu kırdıkça, duruyorsunuz ve geldiğiniz yeni seviyeden bir önceki seviyenize bakıyorsunuz. İşte şabat anınız...


Bu manadan bakıldığında, Tanrı'nın bize vermek istediği mesajı daha iyi algılayabiliyoruz...Muhteşem kainat yaratıldı ve bakıldı ki her şey iyiydi...O bakma anı, yani şabat, hepimizin yaşamlarında var olmalıdır...

Ve en önemlisi ise şabat'ınızda reşimotlarınızı gözden geçirip hayatınıza ışığı çekmektir.


Derleyen: Burcu A.