Her şey kıyaslamalarla edinilir. Yaratan’ın niteliklerini kendi niteliklerimizle kıyasladığımız zaman O’nun yüceliğini kendimizin de alçaklığının farkına varırız. Dolayısıyla kişinin O’nun mükemmelliğini ve her şeye hâkim olduğunun farkına varması gerekir. İnanç Yaratan’ı ve O’nun varlığını hissetmek demektir. Tüm ruhlar aşağıdaki safhalardan geçerler: 1. Bizim dünyamıza gelmeden önceki basamaklardan inerek bizim dünyamızın seviyesine gelmek. 3. Ruhların kendilerini ve tüm manevi evreni mutlak tamamlanmadan sonra hissettikleri safha. "Bu Dünya" tabiri şu anın algılanması anlamındadır, yani bizler duyu organlarımızla Yaratan’ın yarattığının bir parçasını algılıyoruz. Bu duyular bencillikle giydirilmişlerdir. Bir sonraki safha duyu organlarını kontrol altına getirmekle edinilir. Bu üst seviye daha geniş bir realitenin algılanmasına sebep olur. Bu safha “bir sonraki dünyayı” dünyevi hislerimizin üzerinde hissettiğimiz realiteyi, hissetmeden önce algılanır, yani şu an içinde yaşayıp “gerçek” olarak tanımladığımız dünyanın tersi. Her iki koşulda da iki dünyada fiziksel bedenimizde hissedilmektedir. Çevremizi ve kendimizi algıladığımız zaman “bu dünyayı” algılamaktayız. Ancak, biz içinde bulunduğumuz andan gelecekteki anı hesaplamaya başlar ve gelecekte hissedeceğimizi tasarlarız ve kişinin bu şekilde kendisini gelecekteki ana yansıtmasına “sonraki dünya” denir. Bu süreç kendisini sürekli “bir sonraki gün” yeniler yani “sonraki dünya” “bu dünya” olduğu zaman ve bu şekilde devam eder. Baal HaSulam’ın yazılarını yakından incelersek her an ne koşullardan geçtiğimizi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. İnsanın manevi davranışları ile ilgili olarak, yükseliş sadece “orta çizgide” olabilir. Orta çizgide ilerlemek Tora – Yaratan ve manevi yoldaki kişi tek olur koşulunu oluşturur. MICHAEL LAITMAN. |
5 Ocak 2011 Çarşamba
Bilge Katresi: Ruhların Evrimi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)